- Kapadokya Montessori
- Makaleler
- Pandemi ve Çocuk
Pandemi ve Çocuk
Dr. Öğr. Üyesi Meral Başaran
SARS-CoV salgını ilk kez Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan kentinde nedeni açıklanamayan pnömoni vakaları şeklinde ortaya çıkmış, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yeni tip Corona virüsü COVID-19 olarak isimlendirilmiştir. COVID-19 tüm dünyaya hızla yayılmış ve yine Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020’de pandemi ilan edilmiştir (Çiftçi, 2020).
Covid-19 dünya çapında sağlık için büyük bir tehdit ve küresel ekonomi için bir tehlike haline gelmiş, insanların günlük davranışlarını etkileyerek panik, anksiyete, stres ve depresyon duygularının gelişmesine neden olmuştur (Çalışkan, 2020). Bunun yanı sıra, Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında birçok ülkede uygulanan sosyal mesafe önlemleri nedeniyle bireylerin günlük rutinlerinde aksamalar meydana gelmiştir.
Çocuklar yetişkinlerin aksine gelişimsel, sosyal, duygusal, ruhsal ve davranışsal gereksinimlerini karşılayabilmede deneyim ve beceri eksiklikleri olması ve çevresel risklere karşı daha korunmasız olmaları nedeniyle, pandemi ve doğal afet gibi travmatik olaylardan daha fazla etkilenmektedir (Schonfeld ve Demaria, 2015). Pandemi döneminde de çocukları en çok etkileyen durumlardan biri yüz yüze eğitim ve öğretime ara verilmesidir. UNESCO verilerine göre pek çok ülkede, okullarda eğitim askıya alındı (https://en.unesco.org/covid19/educationresponse). Ülkemizde de okullar kapanarak uzaktan eğitime geçildi, çocuklar ve ergenler için sosyal ve ev dışı faaliyetlerin çoğu iptal edildi. Çocuklar ve aileleri sınırlı kaynakların olduğu evde, sınırlı bir alanı paylaşmak zorunda kalarak günlük yaşam ve rutinlerini değiştirdiler (Çalışkan, 2020). COVID-19 salgını nedeniyle uygulanan izolasyon sürecinde çocukların akranlarıyla birlikte sürdürdükleri okul yaşantısından ve/veya sosyal etkileşimlerden uzak kalmaları fiziksel, sosyal ve psikolojik iyilik hali üzerinde doğrudan risk yaratabileceği araştırmacılar tarafından öngörülmektedir. Nitekim, enfeksiyon korkusu, evde kapalı kalma, can sıkıntısı, arkadaşlar ve öğretmenler ile yüz yüze temasın olmaması, ev ortamında kişisel alan eksikliği, ailenin mali kayıplarının çocuk üzerindeki etkileri psikososyal açıdan daha büyük ve kalıcı problemlere yol açabilmektedir (Akoğlu ve Karaaslan, 2020). Bunun yanı sıra, izolasyon süreci, ailenin yaşam tarzı değişiklikleri nedeniyle, ne yazık ki artan aile içi şiddet ve artan çocuk istismarı hakkında bildirimler bulunmaktadır (Fegert ve ark. 2020, Coyne ve ark. 2020).
Biyolojik afetler kapsamında kabul edilen pandemiler, diğer afetlerde olduğu gibi çocukları, yakınlarını kaybetme, rutinlerinden vazgeçmek zorunda kalma ve sosyal destekten uzaklaşma nedeniyle olumsuz etkilemektedir. Çocukların çevresel risklerle de karşı karşıya kalmaları sonucundaki deneyimleri, yetişkinlik dönemindeki fiziksel ve zihinsel yaşamının da temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda araştırmacılar, rutinlerin sürdürülmesinin çocukları rahatlattığını, kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak açısından bu tür bir yaklaşımın öncelikli olduğunu vurgulamakta, psikososyal gelişimlerinin uzun vadedeki olumsuz etkilerinden korunmak için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtmektedirler (Akoğlu ve Karaaslan, 2020, Wang ve ark. 2020).
Pandemi sürecinde genel olarak anne babalar için de iş ve ev yaşantısındaki değişim, doğrudan olumsuz ve kalıcı izler bırakabilen farklı değişkenlerin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu bağlamda bu olası değişkenleri de göz önünde bulundurarak yapılacak düzenlemelerin, kısa ve uzun dönemde olumsuz yaşantıları önleme potansiyeli yüksektir. Dolayısıyla pandemi gibi nedenlerle belirsiz bir süre kadar ev izolasyonunu gerektiren durumlar için oluşturulan acil eylem planlarına psikososyal destek hizmetlerinin de dâhil edilmesi, bu hizmetlerin farklı meslek gruplarının iş birliği ile ailelerin ekolojik özelliklerine göre yapılandırılması son derece önemlidir (Akoğlu ve Karaaslan).
Evden dışarı çıkamayan çocuklar için; aile ile kaliteli zaman geçirilebilmesi için planlamaların yapılması, evde birlikte fiziksel aktivite yapılması, beslenme, uyku düzeni, çalışma ve egzersiz rutinlerinin oluşturulması, çocuğu etkin dinleme, eğlenceli aktivite planlama önerilebilir. Bu sayede çocuğun kendini güvende hissetmesi için uygun bir yaklaşım sergilenmiş olacaktır.
KAYNAKLAR
Akoğlu G, Karaaslan T. COVID-19 ve İzolasyon Sürecinin Çocuklar Üzerindeki Olası Psikososyal Etkileri. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi 2020; 5(2): 99-103.
Çalışkan Y. COVİD-19 Pandemisi ve Karantina Sürecinde Çocuk Ruh Sağlığı Medical Research Reports 2020;3(Supp 1):149-154.
Çiftçi M. COVID19 Pandemisi Sürecinde Çocuklar: Derleme. Medical Research Reports 2020;3(Supp 1):140-148.
Coyne LW, Gould ER, Grimaldi M, Wilson KG, Baffuto G, Biglan A. First things first: parent psychological flexibility and self-compassion during COVID-19. Behavior analysis in practice. 2020 May 6:1-7.
Fegert JM, Vitiello B, Plener PL, Clemens VJC, psychiatry a, health m. Challenges and burden of the Coronavirus 2019 (COVID-19) pandemic for child and adolescent mental health: a narrative review to highlight clinical and research needs in the acute phase and the long return to normality. Child Adolesc Psychiatry Ment Health (2020) 14:20.
Schonfeld DJ, Demaria T. Providing psychosocial support to children and families in the aftermath of disasters and crises. Pediatrics. 2015 Oct 1;136(4): e1120-30.
UNESCO. Global monitoring of school closures caused by COVID-19: UNESCO; 2020 Erişim Tarihi: https://en.unesco.org/covid19/educationresponse
Wang, G., Zhang, Y., Zhao, J., Zhang, J. & Jiang, F. (2020). Mitigate the effects of home confinement on children during the COVID-19 outbreak. The Lancet, 395(10228), 945-947.
Paylaş