Çocuk Eğitiminde Sanatın Önemi

Sanat, duygu ve düşüncelerimizi kelimelere ihtiyaç duymadan sözcüklerle ifade edemediğimiz duygularımızı çizgilerle, formlarla şekillerle ve renklerle kolaylıkla kendimizi ifade edebileceğimiz bir araçtır. Bu sebeple kişiler konuşma dilinden başka iletişim ve duygu paylaşımı olarak sanata ihtiyaç duymuşlardır. Bireyler karşılarına çıkan sorun ve problemlerde, hayatı kavramada, gördüklerini hissetmede ve olaylara karşı tepki olarak sanat eğitiminin gerekliliğini anlamalıdır. Çünkü sanat eğitimi, bir bireyin okul öncesi dönemden başlayarak estetik duyarlılığı, zekâsı, fiziksel ve sosyal yaşamının gelişiminde ve ruhsal gelişiminde önemli rol oynamaktadır.

Sağlıklı bir çevrede bireyler, ilgili yetişkinler tarafından yetiştirilen çocuklar, kendilerini sanatla doğal bir biçimde kolaylıkla ifade edebilirler. Çocuklara kendilerini sanatlara yaratıcı bir şekilde ifade etmenin ne denli eğlenceli ve keyifli olduğu tecrübe ettirilirse, kendi dünyalarına ve aynı zamanda dış dünyaya karşı olumlu tavırlar takınırlar. Resim ve boyama yaparlar, oyun hamuru ile oynarlar, dans ederler, şarkı söylerler. Resim yapmak sanatla uğraşmak tüm çocuklar için bir tür oyundur. Bu oyun diğer oyunlardan çok daha farklıdır. Bu oyunda çocuk artık çok daha özgürdür, çünkü artık oyunun kuralları kendi elindedir, çizgilerini, renklerini, şekillerini keyfince belirlemesi onun için oyunun kurallarıdır. Ayrıca, kendi iç dünyasıyla baş başadır, kendi filminin başrol oyuncusudur ve kendi ülkesinin lideridir. Bu yüzden çocuk daha sınırsız düşünür, hayallerinde sınır yoktur ve zihinde her probleme daha hızlı ve daha farklı çözümler bulmaktadır. Carl Jung’un dediği gibi, yeni bir şeyin yaratılması, yalnızca akılla değil, oyun oynama güdüsüyle de gerçekleşir. Yaratıcı zihin, sevdiği nesneyle oynamayı sever. Başka bir deyişle, herhangi bir karmaşadan kaçarak yeni bir düzen kurmayı amaçlayan oyun, yaratıcılığın en temelinde yer almaktadır. Bu düzen kurma çabası, ister karışık bir dış dünya isterse bireyin kendinde yaşadığı uzlaşmaz çelişkiler olsun, yaratıcılık anlamına gelir. Doğada hiçbir şey amaçsız değildir ve her şeyin bir sebebi olduğu gibi çocukta resim yapma davranışının oldukça erken başlamasının ve ayrıca çocukluk çağını bir yaratıcılıkla beslenmesinin elbette bir nedeni olmalıdır. Örneğin, çocukların resimli, renkli ve eğlenceli bir şekilde tasarlanmış kitaplara, çizgi romanlara ve boyama kitaplarına karşı olan ve herkesçe bilinen düşkünlüğü rastlantısal değildir. Psikologların birçoğunun ortak fikri, resimli hikâyelerin çocuklara günümüz teknolojileriyle tattıramadığı heyecanı ve zevki sağladığını, onları duygusal anlamda geliştirdiğini iddia ve ifade etmektedirler. Çocuk, oyundan uzak iken duygusal ve ruhsal açıdan eksik kalacaktır. Bu nedenle oyun olarak sanat, çocuk için bir ihtiyaç haline gelebilir. Böylece, oyun, yaratıcı eylemin hem bir parçası hem de nedeni sayılabilir. Çünkü fiziksel ve tinsel varlığın, kendi kuralları adına, tümüyle salıverilmesini emreder.

Sanat, bir çocuğun büyük bir riske girmeden duygusal yüklerini boşaltmasını sağlar. Böylece, çocuğun ve aslında aynı zamanda bireylerin endişeleri, korkuları, üzüntüleri, sırları; sırtında bir yük olmaktan çıkar. Çünkü artık kendini özgürce ifade edebileceği bir aracı vardır. Bazen gerginliğin yarattığı enerji sanatla bir şekilde kullandığı sanat materyalleriyle aktarmış olur. Bu noktada sanat çocuk için bir terapi aracı vazifesi görebilir. Bu açıdan bakıldığında, Boydaş’ın (1990:283) da ifade ettiği gibi; çocuklarda, oyunla özdeş olan bu sanatsal ifade, bir boyutuyla psikologlar diğer boyutuyla da eğitimciler için önemlidir. Çocuk, sanatta duygularıyla algıladığı nesneleri yeniden düzenler. Sanatla uğraşan çocuk kendisini yetişkinlerin katı kurallarına ve yaşantılarına uymak zorunda hissetmez. Öyle ki zoraki yapılan bir resim, hayal gücünü kullanmayı imkânsız hale getirir. Çünkü amacı artık kendisinin dışında başka bir şeye yönelmiştir. Bilim ve sanattaki yaratmalar, yeni ilişkiler (çağrışımlar, bileşimler, değişimler) peşindedirler. Bunun da en iyi ortamı şüphesiz sanattır.

Sanatla ilgilenmek ve resim yapmak, çocuğun gelişimine birçok katkı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları, çocuğun; yaratıcılığını geliştirmesi, hayal gücünü genişletmesi, özgürlük hissini yaşaması, kendini rahatlıkla ifade edebilmesi sağlayabilir.

Bireyler ve özellikle sanat eğitimcileri çocuklar için sanatın çocukların gelişiminde önemli etken olduğunu bilmelidirler. Çocuk resimlerini büyüklerin değer yargılarıyla değerlendirmemelidirler. Çocuk resminde çocukça değerler ve çocuğun uçsuz bucaksız hayal gücü aranmalıdır. Örneğin, Gombrich’e (2007:28) göre; çocuklar kimi zaman, yıldızların, aslında hiç de öyle olmadıkları halde, yıldız biçiminde olduğuna inanırlar.

Arş. Gör. Gamze ŞEKER

 

KAYNAKÇA

Boydaş, N. (1990). Resim-İş Öğretimi Nasıl Geliştirilebilir? Ortaöğretim Kurumlarında Resim-İş Öğretimi ve Sorunları Ankara: TED Yayınları

Gombrıch, E. H. (2007).Sanatın Öyküsü (Çev: Erol Erduran-Ömer Erduran) İstanbul: Remzi Kitabevi

Ashton, D. (2001). Picasso Konuşuyor (Çev: Mehmet Yılmaz-Nahide Yılmaz) Ankara: Ütopya Yayınevi.

Berger, J. (2004). Görme Biçimleri (Yurdanur Salman) İstanbul: Metis Yayınları

Bingöl, C. (1975). Resim Nedir Nasıl Yapılır Nasıl Öğretilir? İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.




E-Bülten Kayıt

Montessori Anaokulu hakkında bilgi almak için e-posta adresinizi bırakın.

Onay vermeden bu işlemi gerçekleştiremezsiniz
Kapadokya Üniversitesi veri sorumlusu sıfatıyla, verdiğiniz kişisel verilerin gizliliğini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa (KVKK) uygun olarak ve büyük bir hassasiyetle koruyacaktır. Kişisel verileriniz, KVKK’ya uygun olarak işlenecek, sizleri Kapadokya Üniversitesi hakkındaki gelişmelerden e-posta veya telefon yoluyla haberdar etmek için kullanılacaktır. Detaylı bilgi için tıklayınız