Etki(siz) Bir İletişimin Anahtarı: “İletişim Engelleri"

Çocuğun kişilik ve zekâ gelişiminde önemli bir faktör olan iletişim, en temelde bireyin kendini var edebilme gereksinimini karşılayan ve hayatta kalma becerilerini geliştiren bir unsurdur. İnsanın kendini var edebilmesi de ancak ve ancak doğru iletişim becerilerine sahip olması ile mümkün olabilecektir. Bu noktada birey öncelikle kendini anlayabilmeli ve daha sonra da ailesine, sosyal çevresine kendini anlatabilmelidir.

Günümüzde dünyaya gözlerini açan her bebek bir birey olarak kabul görmektedir. Her bireyin öncelikli ihtiyacı ise; yakınları tarafından “doğru anlaşılabilmek” tir. Ailenin çocuğu etkin bir şekilde dinlemesi, onu koşulsuz kabul etmesi ve dürüst olması çocukların duygularını açık bir şekilde ifade edebilmesini olanaklı kılmaktadır. Kendini açıkça ifade edebilen bir çocuk da, kuşkusuz kendini kabul görmüş ve anlaşılmış hissedecektir.

Ailenin çocuğunu bir birey olarak kabul etmemesi, onu dinleyip psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını doğru tahlil etmemesi, duygularını ifade etmesine olanak tanımaması, kendi duygu ve düşünceleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışması iletişim engelleri olarak çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir.

Aile içi iletişim kalıplarını inceleyen araştırmalar ebeveynlerin sıklıkla kullandıkları iletişim engellerini;

  • Emir vermek ve yönlendirmek,
  • Uyarmak, tehdit etmek, gözdağı vermek
  • Ahlak dersi vermek
  • Öğüt vermek, çözüm üretmek, öneri getirmek,
  • Mantık yoluyla inandırmak, tartışmak,
  • Yargılamak, eleştirmek suçlamak
  • Övmek, aynı düşüncede olmak, teşhis koymak,
  • Ad takmak, alay etmek, utandırmak,
  • Yorumlamak, analiz etmek,
  • İncelemek, araştırmak, soruşturmak
  • Konuyu değiştirmek, alay etmek, şakacı davranmak ve oyalamak şeklinde tanımlamaktadır.

Aynı araştırmalar ebeveynlerin iletişim engellerini kullanma sebeplerin altında; çocuklarının karşı karşıya kaldığı sorunları çözme isteğini, çocuklarını üzgün ya da kaygılı görmek istememelerini, çocuklarının aile içinde ya da sosyal çevrelerinde sorun yaratan davranışlarını kısa zamanda çözebilme gereksinimini işaret etmektedir. Görüldüğü gibi, gerçekte ebeveynin çocuğu için olumlu niyetlerle başlattığı bir iletişim, sonuç olarak iletişim kazasına dönüşmektedir.

İLETİŞİM ENGELLERİ ÇOCUĞA KENDİNİ NASIL HİSSETTİRİR?

“Yapman gerekir”, “Yapacaksın” ve “Yapmak zorundasın!” şeklinde emir ve yönlendirme içeren ifadeler çocukta korku, isteneni yapmama ya da tersini yapma şeklinde aktif direnç geliştirebilmektedir. Ya da “Ben olsam…”, “Sana şunu önereceğim…” şeklinde öneri ve çözüm içeren iletiler çocuğa kendini yetersiz ve ailesi tarafından kabul görmediğini hissettirebilmektedir.

İletişim engelleri genel olarak çocuğun yetersiz ve değersiz hissetmesine, ebeveynlerine karşı savunmaya geçmesine, gerçek duygularını gizlemesine, ailesi tarafından anlaşılmadığını ve kabul görmediğini hissetmesine sebep olabilmektedir.

İLETİŞİM ENGELLERİNİ NASIL AŞARIZ?

İletişim engelleri genellikle bir problemin varlığında ortaya çıkmaktadır. Bu noktada iletişim engellerinin önüne geçebilmek için ebeveynlerin çocuklarını etkin bir şekilde dinlemesi, çocuğun ihtiyaçlarını doğru şekilde belirlemesi ve onu anladığına çocuğa hissettirmesi ön koşuldur. Çocuklar ebeveynlerine bir şeyler anlatmak istediğinde, ebeveynler dikkatlerini çocuklarına yoğunlaştırmalı, bu paylaşımların onlar için değerli olduğunu çocuğa hissettirebilmelidir. Unutulmamalıdır ki, çocuğu dinlemek, ona saygı gösterildiği mesajını iletmekte ve ebeveynle sağlam bir ilişki kurulmasına yardımcı olmaktadır. Bu da çocuğun benlik saygısının oluşmasında ve güçlenmesinde önemli bir yer tutmaktadır.

Yarının yetişkini ve toplumumuzun geleceği olacak çocuklarımızın gelişiminin sağlıklı şekilde tamamlanabilmesi ancak ve ancak aile içinde engelsiz iletişimlerin varlığıyla mümkün olabilecektir.

Gizem Karabudak

Kapadokya Üniversitesi

Sosyal Hizmetler Programı

Öğretim Görevlisi




E-Bülten Kayıt

Montessori Anaokulu hakkında bilgi almak için e-posta adresinizi bırakın.

Onay vermeden bu işlemi gerçekleştiremezsiniz
Kapadokya Üniversitesi veri sorumlusu sıfatıyla, verdiğiniz kişisel verilerin gizliliğini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa (KVKK) uygun olarak ve büyük bir hassasiyetle koruyacaktır. Kişisel verileriniz, KVKK’ya uygun olarak işlenecek, sizleri Kapadokya Üniversitesi hakkındaki gelişmelerden e-posta veya telefon yoluyla haberdar etmek için kullanılacaktır. Detaylı bilgi için tıklayınız