Erken Fark Et, Erken Müdahale Et!

Gelişimin en hızlı olduğu dönemler özelikle bebeklik ve erken çocukluk olarak adlandırılan 3-6 yaş arası dönemlerdir. Bebek doğduktan sonra okul dönemine kadar beyin gelişiminin büyük bir bölümü de tamamlanmış olur. Bu erken dönem her çocuk için büyük bir önem arz etmektedir. Erken dönemde çocuğun yapabildikleri, yapamadıkları ya da desteklenmesi gereken özellikleri iyi bilinmelidir. Gelişim sürecinin olumsuz etkilenmesi, çocukların gelişimsel gecikme ya da gelişimsel gecikme riski yaşamalarına neden olmaktadır. Çocuklarda görülecek bu risklerin erken dönemde önüne geçebilmek için çocukları iyi tanımak gözlemlemek ve gelişimi izlemek önemlidir.

Gelişimsel geriliğin ebeveynler ve uzmanlar tarafından erken dönemde fark edilmesi, çocuğun gereksinim ve istekleri için önemlidir. Sertgil ve diğerleri 2015’de yaptıkları bir çalışmada ülkemizde her beş çocuktan birinin, dünyada ise her altı çocuktan birinin gelişimsel gecikmeye bağlı sorunlar yaşadığını ifade etmektedir. Gelişimsel sorunlar genellikle; ilk ifadelerin kullanılmaya başlandığı, bebeğin sosyal gelişim yönünden işlevsel becerilerini kullandığı önemli kritik dönemleri içeren 12-18 aylarda fark edilmektedir. Uzmanlar ve aileler çocukları yaşa göre beklenen becerileri tabi ki de bireysel farklılıkları göz önünde bulundurarak; motor gelişim, dil gelişimi, sosyo-duygusal gelişim ve bilişsel gelişim alanlarında takip etmelidirler.

Gelişimsel değerlendirme ülkemizde yaygın olarak uygulanmaktadır. Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği sağlıklı gelişen çocukların yaşamları boyunca 0-6 ay arasında bir kez mutlaka olmak üzere, 12-18 ay arası, 2-3 yaş arası ve 5-6 yaş arasında gelişim testi yaptırmalarını önermektedir. Aileler gelişimsel değerlendirmeler için yaşadıkları şehirlerde, devlet hastanesindeki Çocuk Gelişimcilerden ya da merkezlerden destek alabilmektedirler. Gelişimi değerlendiren birçok test kullanılmaktadır. Burada önemli olan değerlendirmenin ‘uzman-test merkezli’ olmasından ziyade ‘çocuk ve aile merkezli’ olmasıdır. Bir test odasında uzmanın çocuğu değerlendirme yöntemleri çok fazla etkili değildir çünkü çocuğu en iyi tanıyan kişiler çocuğun en yakınındaki yetişkinlerdir. Bu bilgi göz önünde bulundurularak çocuk ve ailenin gereksinimleri belirlenir ve gerekirse aile-çocuk merkezli bir müdahale programı oluşturulur.

Çocuklara küçük yaşta müdahale programları hazırlamak, çocuğun normal gelişim göstermesi için bir alt yapı hazırlamak, çocuğun potansiyelini mümkün olan en üst düzeye çıkarmak, aileyi program içersinde desteklemek, uzmanlar ve aile iş birliği ile erken dönemde geliştirilecek olan müdahale programları oldukça önemlidir.

IDEA (Individuals with Disabilities Education Act)’ya göre;

Erken müdahale hizmetleri doğumdan üç yaşına kadarki sürede fiziksel, bilişsel, iletişimsel, sosyal, duygusal veya uyumsal gelişim alanlarında gecikmesi olan ya da gelişimsel gecikme olasılığı yüksek olan bir duruma ilişkin tanı almış olan çocukların gelişimsel gereksinimlerinin karşılanması için tasarlanmıştır.

Erken müdahale kapsamında, düşük doğum ağırlığı, prematüre doğum, beslenme sorunları, çocuğun içinde bulunduğu çevresel yoksunluk, ihmal ve istismar gibi risk faktörlerinin önüne geçmek, eğer varsa gelişimsel geriliğin derecesini, zorluklarını azaltmak ve sürekliliğini kısaltmak gibi amaçlar göz önünde bulundurulur. Ailelerin çocuklarını iyi tanımaları, varsa eğer şüphelendikleri bir durum acil olarak bir uzmana başvurmaları gerekmektedir. Erken dönemde fark edilen ve müdahale edilen faktörlerin önüne geçilebilmesi ileriki dönemlerin temelini oluşturur çünkü 0-6 yaş aslında deneyimlerle birlikte beynin sinir sisteminin miyelinleşmesi boyunca algısal, duyusal, düzenleyici, duyu-motor ve işlemler açısından gelişmesini sağlar. İlk yıllarda yaşanan bu deneyimler, bebeklerin yaşamları boyunca etkili olacak düşünme, algılama, mantık yürütme, sosyal iletişim, hareket yetileri, alışkanlıklar gibi pek çok alanı etkilemektedir. Özellikle erken dönemde uygun çevresel uyaranlar vermek ve destekleyici ortam oluşturmak ileriki dönemlerdeki gelişimi sağlam temellere oturturken travmalar, olumsuz deneyimler, çevresel yoksunluk gibi etkiler de beyinde kalıcı izler bırakarak beyin gelişiminin kritik bölgelerini etkileyecek ve ilerideki yapının aslında çok da sağlam olmayan bir temelde kurulmasına sebep olacaktır.

Unutmayalım…

Bebeğiniz ile olan ilişkiniz beyninin gelişmesi ve sonraki gelişim için kritik önem taşır. Deneyimler ve uygun uyaranlar gelişimi destekler.

Çocuğu iyi gözlemleyen, güçlü-zayıf yönlerini en iyi bilen kişiler ebeveynlerdir.

Gelişimdeki kritik dönemleri iyi bilelim. Normal gelişen sağlıklı bir çocuk ortalama olarak hangi aylarda konuşur, yürür, tuvalet eğitimini kazanır gibi.

Bireysel farklılıklar vardır. Komşunun çocuğu 1 yaşında konuşmuş olabilir, belki sizin çocuğunuz ilk kelimelerini 18 aylıkken ifade edecektir. İzlemeye devam edin.

Gelişimsel değerlendirme bir zekâ belirleme yöntemi demek değildir. Çocuğun gelişimi hakkında bize kaba bir bilgi verir.

Varsa şüpheleriniz sorularınızı ayrıntılı olarak yanıtlayacak olan uzmanlardan destek almada gecikmeyiniz. Hastanelerdeki çocuk gelişimcilerden, doktorlardan destek alabilirsiniz.

Erken fark edilen risk faktörleri mevcut koşullar uygun şekilde düzenlendiğinde, gelişimsel yetersizliklerin etkileri azaltılabilmekte, olası yetersizliklerin önüne geçilebilmektedir.

Arş. Gör. Uğur Hassamancıoğlu

Kapadokya Üniversitesi

Sağlık Bilimleri Yüksekokulu

Çocuk Gelişimi Bölümü

 




E-Bülten Kayıt

Montessori Anaokulu hakkında bilgi almak için e-posta adresinizi bırakın.

Onay vermeden bu işlemi gerçekleştiremezsiniz
Kapadokya Üniversitesi veri sorumlusu sıfatıyla, verdiğiniz kişisel verilerin gizliliğini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa (KVKK) uygun olarak ve büyük bir hassasiyetle koruyacaktır. Kişisel verileriniz, KVKK’ya uygun olarak işlenecek, sizleri Kapadokya Üniversitesi hakkındaki gelişmelerden e-posta veya telefon yoluyla haberdar etmek için kullanılacaktır. Detaylı bilgi için tıklayınız